zaman

ZAMAN VE MEKÂNA MÜSLÜMANCA BAKIŞ


Biz farkında olalım ya da olmayalım, zaman ve mekân kavramları hayatımızın tamamını kuşatır. Bizler bu dünyada insan olarak zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde ne yaşayabiliriz ne de düşünebiliriz. Zira zaman ve mekân tarafından öylesine kuşatılmış bulunuyoruz ki, onların çevrelemediği bir alem, onların hükmünün geçerli olmadığı bir boyut düşünemiyoruz.

Zaman ve mekân algımız, “yaratılmış” olmanın gereğidir. Zira biz biliyoruz ki, yaratılmış olan her şeyin varlığı zaman ve mekânla kopmaz bir ilişki içindedir. Bütün yaratılmışlar bir zamanda ve bir mekânda var olmuşlardır mesela. Mekânsız bir mahluk düşünemeyeceğimiz gibi, zamanın kuşatmadığı bir mahluk da tasavvur edemeyiz. Bizim varlığımız, hareketlerimiz, doğumumuz, ölümümüz... hep bir zaman süreci içinde ve bir mekânda olmaktadır.

İşin ilginç yanı şu ki, zaman ve mekâna bağımlı olan sadece bizler değiliz. Onlar da birbirlerine bağımlıdır. Üzerinde zamanın hükmünün yürümediği bir mekân ve bir mekânda geçerli olmayan zaman yoktur.

Zaman ve mekân hakkında bütün bu söylediklerimiz doğru olsa da, müslümanlar olarak bu iki kavrama bakışımızı biraz daha ileriye götürmek için, onlara biraz daha yakından bakmak durumundayız.

Bir dakikayı en iyi şekilde nasıl değerlendirelim...

1- 1 dakikada 5 defa Fatiha suresini seri bir şekilde okuyabilirsin.Fatiha suresini bir defa okumak 1400 sevaptır.5 defa okununca bir dakikada 7000 sevap elde edebilirsin.

2- 1 dakikada on defa ihlas suresini okuyabilirsin 10defa ihlas suresi 3 kuran hatmine bedel sevap kazandırır.Hergün bir dakikanı ihlas suresine ayarsan ayda 300 defa senede 3600defa ihlas okumuş olursun.Buda 1200 hatme bedel olur.

3- Yüzüne bir dakikada Allahın kitabından bir sahife okuyabilirsin.

4- 1 dakikada kısa bir hadis ,kısa bır ayet ezberleyebilirsin.

5- 1 dakikada 30 defa kelimeyi tevhid getirebilirsin.

6- 1 dakikada 100 defa sübhanallahi ve bihamdihi dersin.Denizlerin köpüğü kadar günah da olsa bağışlanır.

ŞEYTANLARIN TOPLANTISINA KULAK VERELİM

İblis, bütün şeytanlarla büyük bir toplantı düzenlemiş. Ve onlara demiş ki:
'Biz Müslümanları camiye gitmekten alıkoyamıyoruz. Onları Kur'an okumaktan ve doğru işler yapmaktan da alıkoyamıyoruz. Ayrıca onları sürekli Allah'ı ve Rasul’ü Muhammed'i düşünmekten de alıkoyamıyoruz. Onların Allah ile bağlantıları çok güçlü kıramıyoruz.'

'Öyle ise bırakın onları camilere gitsinler, bırakın birlikteliklerini ve dayanışmalarını sürdürsünler. Fakat onların zamanlarını çalın.!!!
Böylelikle onlar Allah'ı ve Rasul’ü Muhammed'i düşünecek, bağlantılarını güçlendirecek zaman bulamasınlar.'