Resulullahı sevmek
ALLAH'I VE RESUL-İ EDİBİNİ SEVMEK
Dinin özü, sağlam ve doğru îman; îmanın özü de, hubb-i Rahman'dır; yani ekrem-ül-ekremin ve erham-ür-râhimîn olan yüce Allah'ı sevmek...
O halde bizim asıl işimiz, cok latîf, çok zarif, çok nazik, çok tatlı bir duygu olan SEVMEK'tir; diğer fikir ve duygular, ibadet ve taatler, hayrat ve hasenatlar onun ardından gelirler.
Allah taalayı sevmek, o kadar zor, o kadar ulaşılmayacak ve başarılmayacak bir iş de değildir: çünkü kulun, kendisini kimin yarâtıp, büyüttüğünü; bu mükemmel vücudu, aklı, fikri, faydalanmakta olduğu türlü nimetleri... kendisine kimin verdiğini; kâinatın şu harika nizamının, yerleri, gökleri, fezaları, yıldızları, fizik, kimya, biyoloji ve tabiat kanunlarını kimin kurduğunu... düşündüğü takdirde şükran, hayret ve hayranlık duygularına gark olmaması mümkün değil.