nasihat
Büyük İmam Ebu Hanife Hazretlerinin Menkıbelerinden
Mal Sevgisi kalbi Kaplamamalı
Büyük fıkıh (hukuk) bilgini, Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebû Hanîfe´nin (VIII. yüzyıl) ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul zengin bir zat olduğu malumdur. Bu büyük insan, gündüz öğleye kadar mescitte talebelerine ders verir, öğleden sonra da ticari işleri ile uğraşırdı. Bir gün ders verdiği sırada bir adam mescidin kapısından seslendi:
- Ya imam, gemin battı!... (İmamın ticari mal taşıyan gemileri mevcut)
İmam-ı Azam bir anlık tereddütten sonra
- Elhamdülillah dedi.
- Bir müddet sonra aynı adam yeniden gelip haber verdi:
- Ya imam, bir yanlışlık oldu batan gemi senin değilmiş.
İmam bu yeni habere de:
- Elhamdülillah, diyerek mukabele etti. Haber getiren kişi hayrete düştü:
- Ya imam, gemin battı diye haber getirdik "Elhamdülillah" dedin. Batan geminin seninki olmadığını söyledim yine "Elhamdülillah" dedin. Bu nasıl hamdetme böyle?
İmam-ı Azam'ın Talebesi Yusuf B.Halit Es- Semti'ye Vasiyeti
İmam-ı Azam Ebû Hanîfe?nin yanında ilim tahsilini tamamlayan Yusuf bin Halit es-Semtî[2], memleketi Basra?ya dönmek için hocasından izin ister. İmam Ebu Hanife, insanî ilişkiler, ilim erbabının mertebeleri, nefis terbiyesi, avam-havas her çeşit insanın eğitimi ve onların durumundan haberdar olmak gibi konularda gerekli nasihatlerde bulunmak üzere kendisine biraz beklemesini; bu vesileyle memleketine döndüğünde ilmine tesir kazandıracak bir araç edinebileceğini söyler ve şu sözleriyle kendisine nasihat etmeye başlar:
?Evladım! Bilesin ki, insanlarla iyi geçinemediğin takdirde, anan-baban dahi olsalar, onları kendine düşman etmiş olursun. Fakat insanlarla iyi geçinebilirsen, yakının olmasalar bile onları kendine bir anne ve bir baba gibi yakınlaştırabilirsin.?
Yusuf bin Halit es-Semtî devamla o gün hocasının kendisine şunları söylediğini nakleder:
?Biraz bekle de zihnimi toparlayıp sana özel bir vakit ayırayım. Sana takdir edeceğin bazı şeyler öğreteyim. Tevfik Allah?tandır.?