Kur'an ve Sünneti inkâr

Allahü teâlâ, Resulüne Kur'anın açıklamasını, hüküm koymasını emredip, iman, itaat ve Kelime-i şehâdette de Resulünü kendisiyle birlikte bildiriyor:

(Kur'anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(İhtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidâyet ve rahmet olsun diye bu Kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]
(İhtilaflı bir işin hükmünü Allahtan [Kur'andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
(Allaha ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!) [Araf 158]
(Allaha ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20]
(Resulullahta sizin için [uyulması gereken] güzel örnekler vardır.) [Ahzab 21]
(Allaha ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13]
(Allah, dilediğine hikmeti verir. Hikmet verilene de, çok hayır verilmiştir.) [Bekara 269]
(Size kitabı, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.) [Bekara 151]
İmam-ı Şafiî, (Bu âyetteki hikmet, Sünnettir. Önce Kur'an, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyurdu. (Risale s.78) Kur'an ile birlikte bir de hikmet [Sünnet] getirildiği, bu âyet ile de bildirildi.

Dünkü yazıda, yalnız Kur'an diyenlerin, Kur'ana inanmadıklarını, Kur'an ve Sünneti kabul etmedikleri için kâfir olduklarını âyetlerle bildirmiştik. Bu konudaki hadis-i şerifler de şöyledir:

(Cebrail aleyhisselam, Kur'an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirmiştir.) [Darimi]
(Bana Kur'anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]
(Yalnız Kur'andaki helal ve haramı kabul edin diyenler çıkar. İyi bilin, Peygamberin haram kılması, Allahın haram kılması gibidir.) [Tirmizî, Darimi]
(Bana uyan cennete girer, bana isyan eden ise giremez.) [Buharî]
(Bir zaman gelir "Kur'andan başka şey tanımam" diyenler çıkar) [E. Davüd]
(Kur'ana ve sünnete uyan hiç sapıtmaz.) [Hakim]
(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]
(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, "Resulullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur'andan söyle" der.) [Ebu Ya'la]
(Sünnetimi öldürüp dini bozmaya çalışanlara lanet olsun) [Deylemî]
(Ümmetim bozulunca, sünnetimi ayakta tutana şehit sevabı verilir.) [Hakim]
(İhtilaflar çıkınca, sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Tirmizî]
(Bize yalnız Kur'andan söyle) diyen birine, İmran bin Husayn hazretleri: (Ey ahmak! Mesela Kur'anda, namazların kaç rekat olduğunu bulabilir misin?) dedi. Hz. Ömer, farzların seferde kaç rekat kılınacağını Kur'anda bulamadık diyenlere, (Allahü teâlâ, bize, Resulullahı gönderdi. Kur'anda bulamadığımızı, ondan gördüğümüz gibi yaparız. O, seferde, 4 rekatli farzları iki kılardı) buyurdu. (Mizan-ül-kübra)

11062002