mantık
Felsefe Nedir
Felsefe = Philosophie, Yunanca “philos” [sevgi] ve “sofia” [hikmet] kelimelerinden meydana gelmiş, “hikmet sevgisi” demektir. Felsefe, bir konu üzerinde insanların akıl ve mantık yolu ile inceleme ve araştırmalarla elde ettikleri sonuçlardır. Her şeyin aslını arama ve ne için var olduğunun sebebini bulmak için çalışma demektir. Felsefe ile meşgul olanların, hem ruh, hem de fen bilgilerinde çok derin bilgi sahibi olması gerekir. Fakat bir insanın ne kadar ilmi olursa olsun, yanlış düşünebilir veya yaptığı araştırmalardan yanlış sonuçlar çıkarabilir. İşte bunun içindir ki, felsefe, hiçbir zaman kesin sonuçlar vermez. Bir kere de, bunu işiten insanın kendi akıl ve mantık süzgecinden geçirmesi gerekir.
Her felsefenin bir de zıddı vardır. Her iki düşünceyi karşılaştırmak gerekir. Birçok felsefi düşünceler zamanla değişebildiği için hiçbir zaman kesinlik taşımaz. Dinimizdeki nasslar ise kesindir, tartışılmaz.
"Bana göre" "Sana göre" hezeyanları
Son yıllarda, dış güçlerin teşvik ve yönlendirmesi ile, dini konularda, “Bana göre, benim mantığıma göre, benim anladığıma göre...” ile başlayan ahkam kesmeler başladı. Kurban Bayramı münasebeti ile de, “Bana göre kurban şöyle olacak böyle olacak” hezeyanları eksik olmadı. İşin sinsi boyutunu bilmeyen halk da haklı olarak, “Bu nasıl iştir. Her kafadan bir ses çıkıyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz, kafamız karışıyor” diye tepki gösterdi. Zaten maksat da buydu; bu nasıl dindir, herkes bir şey söylüyor, dedirterek dinden soğutma ve şüphe hasıl etmekti.
Halbuki, hiçbir akıl, hiçbir mantık âhiret bilgilerini, dinde yapılması veya yapılmaması gereken hususları doğru olarak bulamaz, anlayamaz. Bunun içindir ki, her asırda insanlar arasından seçtiği en üstün, en iyi kimseleri peygamber yapmış, kitaplar göndererek yapılacak ve yapılmayacak şeylerin yolunu göstermiştir.
Ahmet Hulusi ( 2 )
Euzübillahimineşşeytanirracim,Bismillahirrahmanirrahim.Hamd, Alemlerin Rabbine, selat-u selam İki Cihan Güneşi (sav)’e Al ve Ashabına ve dahi yollarına kıyamete kadar tabi olanlara olsun.
İlk tenkit yazımın üzerinden geçen uzunca sürenin ardından, yapılan yorumlardan anlaşılan 2 önemli altı çizilecek husus var.
1-Türkiyeli Müslümanlar ile dünya Müslümanlarının insan olarak ortak özelliklerinden birincisi; fıkh yani ilmihal alanında son derece sığ, bilgisiz, ilgisiz, hatta çoğu kez cahillik derecesinde görüntü veriyor oluşlarıdır. İşbu realite, yaşayan Müslümanlarla, yaşayan İslam arasında yegane köprü/bağ olmasına karşın; kendilerini/bilgilerini, fıkıhlarını (update ) sürekli canlı ve taze tutamayışın hazin dramıdır. En avamının bilmem ne kilisesine Müslüman kimliğine rağmen adaklar ve dualarla çaputlarla gitmesinden, oruç baba sirke ritüellerinden; popçuları ”idol” yapıp, önlerinde dokunmak için ezilip bayılanlarına yada İslami perspektifte; ille bir modele (yazara) sorgusuz sırtını yaslama ve savunmalar bunun en bariz trajik örnekleridir!