islamdan uzaklaşmak
İslâm’ı Tahrif Çabaları
ALLAH'ın, Peygamber vasıtasıyla insanlığa gönderdiği İslâm tektir. İnsanların İslâm'ı anlamalarında, yorumlamalarında çeşitlilik vardır. Allah'ın ve Peygamberin razı olduğu dinî anlayış Kur'ân'a ve Sünnete uygun olanıdır.
Son yıllarda ortaya atılan light İslâm, Müslümanları kandırmak için çıkartılmıştır, bir tuzaktır.
Ilımlı İslâm da böyledir.
İslâm'ın ilerlemesinden, Müslümanların çoğalıp güçlenmesinden çok korkan kâfirler ve münâfıklar işlerine gelen, kendilerine zarar vermeyecek olan ehlî/evcil bir İslâm türetmek istiyorlar.
Ilımlı, light, evcil İslâm türetme hareketi ilâhî ve münzel gerçek İslâm'ı bozma, değiştirme, tahrif etme maksadına yöneliktir.
İslâm bize nasıl ulaşmıştır?
1. Kur'ân'la.
2. Sünnetle.
3. Peygambere nurânî bir silsile ile bağlı icazetli ulemâ ile.
AHMET HULUSİ’ NİN , İNSANI KÜFRE SOKACAK YANLIŞLARI
Kitapları Baştan başa kelime oyunları ve tüm gerçekleri inkâr eder nitelikte ve tahriflerle dolu olan. İnsanları yanıltıp inkâra götürücü ve bindörtyüz seneden beri gelen süzel inançları yok edici sözleri aşağıdaki bölümlerde tek tek açıklanacaktır.
Öncelikle Sayın Hulusi; Tüm kitabınızda Kur’an-ı Kerîm’e ve sağlam hadislere dayanan, peygamberimizden günümüze kadar sapasağlam en güzel şekilde gelen:
İyi 'hoca' yalnızca Nasreddin Hoca
Türk sinemasında din yıllar boyunca şekilden şekile girdi; görmezden gelindi, itildi kakıldı, tahta oturtuldu… Son yıllarda çekilen filmlerde ise dinî temalara alaka arttı. Peki, yönetmenlerin yaklaşımı eskiye nazaran ne kadar farklılaştı?
Umut, Antalya’da kendi hâlinde yaşayan bir gençtir. Kız arkadaşı ve ailesiyle sıradan ilişkileri vardır. Onun hayatındaki kırılma süreci İstanbul Üniversitesi’ni kazanmasıyla başlar. İlk etapta her şey normaldir. Okula kaydını yaptırır ve kantindeki ilanlara bakarak kalacak ev arar. Öğrenci evlerini de bu vesileyle tanır. Fakat yaşamaya başladığı evdeki mistik ve doğaüstü olaylar zamanla hayata bakışını değiştirir.
Çevresindeki ağabeylerin de etkisiyle gün geçtikçe ibadetler ve ritüellerle örülü bir dinî hayatı benimser. Başlangıçta her şey normaldir. Fakat değişiminin şiddeti gün geçtikçe artar ve Umut radikalleşmeye başlar. Bu dönüşüm onu ailesi ve çevresinden yavaş yavaş uzaklaştırır, kız arkadaşıyla arası bozulur. Gittikçe fundamentalist bir kimliğe bürünür. Umut için son durak, bir intihar eylemcisi olmaktır….
EN TEHLİKELİ BİD'AT, İSLAM DIŞI HAYATTIR
Fahr-i Alem s.a.v. Efendimiz beka yurduna göçmeden birkaç ay önce, bir cuma günü Cenab-ı Mevlâ şöyle ferman buyuruyordu: “Bugün dininizi kemâl e erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçtim.” (Maide, 3)
Bu ayet-i celilenin ifade buyurduğu üzere Din-i Mübin-i İslâm kemâle ermiş, müminler için nimet tamamlanmış ve hayat tarzı olarak da İslâm seçilmiştir.
Bu durumda her kim Allah'ın kâmil nizamı ve ebedi dini olan İslâm'dan başka yol ararsa, muhakkak ki doğru yoldan ayrı düşer, hüsrana uğrar. Alemlerin Rabbi'nin beyanı ile, insanlık için artık İslâm'dan başka huzur ve mutluluk kaynağı bir hayat tarzı ve doğru bir yol yoktur. Onun dışında hepsi batıl ve çıkmazdır. Esasen insanlığın bunca tecrübesi de bu durumu isbat ve teyit eder.
Cenab-ı Hak ayet-i celilede şöyle buyuruyor: “Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki bu din asla kendisinden kabul olunmayacak ve o ahirette ziyana uğrayanlardan olacaktır.” (Âli İmran, 85)
NOEL’İN TARİHÇESİ VE YILBAŞI
Tarihi kaynaklar incelendiğinde Hz. İsa'nın doğum tarihine dair kesin bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Bu konuda, farklı rivayetler olup, Hıristiyan kaynaklarında da farklı tarihler yer almaktadır. Hz. İsa’nın doğum tarihinin yıl olarak milattan önce dört ile altı yıl evvel olduğu, doğum günü olarak da Batı'da bulunan kiliseler 25 Aralık gününü doğum tarihi olarak kabul edip kutlarlarken, Doğu kiliseleri ise bu tarihi 6 Ocak olarak kabul etmektedir.
Hz. İsa’nın doğum tarihindeki bu ihtilafların sebebini ise Meydan Larousse ‘Noel’ maddesinde şu şekilde açıklanmaktadır: Milattan önce güneşe tapan putperestler, tanrı saydıkları Güneş’in her gün biraz daha erken kendilerini terk etmesine üzülürlerdi. 25 Aralık’ta günler tekrar uzamaya başlayınca, Güneşin kendileri ile kalmaya razı olduğuna sevinerek kutlamalar yaparlardı.
Dinde elbette zorlama yoktur
(Yalnız Kur’an) diyerek Resulullahı dışlamaya çalışan zındıklarla, Mısırlı Reşat Halife’nin kurduğu “ondokuzculuk” dininde olanlar, Buhari’de, (Dininden dönüp mürted [kâfir] olanı öldürün) mealindeki sahih hadis-i şerif için, “Bu hadis Kur’ana aykırıdır. Çünkü Kur’anda dinde zorlama yoktur âyeti ile çelişmekte” diyerek Resulullahı suçlamaya kalkıyorlar. Önce şunu söyleyelim ki, bunlar, kesinlikle Kur’ana inanmıyorlar. İnansalar, Kur’an-ı kerimde Allahın, (Onu âlemlere rahmet olarak gönderdim, Beni seven ona tabi olur. Ona itaat bana itaattir. Onun getirdiklerini alın, yasak ettiklerinden sakının. O kendiliğinden konuşmaz) diye övdüğü peygamberinde hiç suç ararlar mı?
Din yeni gelmiş değildir
Osmanlıyı savaşlarda yenemeyen düşmanlar, taktik değiştirdiler, Müslümanların arasına girdiler, bazı grupları, bazı din adamlarını satın aldılar. Özel yetiştirilmiş oldukları için çabuk yükseldiler. Önemli yerleri tuttular. Bilim adamı âlim olarak çıktılar. Müctehid olarak lanse edildiler.
Milleti cahil yapmak, dinlerinden uzaklaştırmak için akla hayale gelmeyecek hilelerle tahribat yaptılar. Oldukça başarı da elde ettiler. İmparatorluğu parçalayıp yıktıkları yetmiyormuş gibi hâlâ faaliyetlerine devam ediyorlar.
İÇ FİTNE
(Değerli İlâhiyatçı Muharrir Ahmed Selâmi TOSCUOĞLU’NUN Çorum’da verdiği İÇ FİTNE isimli konferansın özeti şöyledir) :