hidayete sebep olmak

Bir kâfirin hidayete kavuşması

Bir kâfir, şu üç sebeple, Allahın lütfu, kendi araştırması ile ve birinin duâsını almakla Müslüman olur.

1- Allahın lütfu ile: Allahü teâlâ, bir kimsenin hidayetini, yani Müslüman olmasını dilemişse, o kimse, severek Müslüman olur. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslâma açar.) [Enam 125]

(Allah, dilediğini hidayete kavuşturur, dilediğini dalalette bırakır.) [İbrahim 4]

Sırf iyi niyetle sevap kazanmak

Dünkü yazıda, bir insanın hidayetine sebep olmanın dünyadaki her şeyden daha kıymetli, hatta ona Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına ulaştırmanın da aynı olduğunu bildirmiştik. Yani o kişi hidayete kavuşmasa bile aynı sevaba kavuşulur. Bugün de aynı hususları bildirmeye devam ediyoruz...

İslâm âlimleri, (Nice küçük ameller vardır ki, niyetler onları büyütür, nice büyük ameller vardır ki, niyetleri onları küçültür) buyuruyor. Eski ümmetler zamanında çok acıkan birisi, (Şu kum tepeleri buğday olsa, bütün fakirlere dağıtırdım) diye düşünür. Allahü teâlâ zamanın Peygamberine şöyle vahyeder: (Ona de ki, Allah, senin halis niyetini kabul etti, o kadar buğdayı sadaka vermiş gibi sana sevap yazdı.) [İhya]

Hidayete sebep olan cennetliktir

Hidayette olmak ve insanları hidayete davetin önemi büyüktür. Emr-i ma’ruf ve nehy-i münker farzdır. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(İman edip iyi işler yapan, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç, insanlar zarardadır.) [Asr 2,3]

(Sizin içinizde, insanları hayra, [edillei şer’iyeye=dört delile uymaya] davet eden ve iyiliği emredip kötülükten [Dört delile muhalefetten] men eden bir cemaat bulunsun. İşte Onlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Al-i İmran 104]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Tahsilsiz ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, boş şeylerden yüz çevirsin!) [İ. Gazali]

(İbadetlerini ihlas ile yapanlara müjdeler olsun! Bunlar hidayet yıldızlarıdır.) [Ebu Nuaym]