Zehirli | Konular | Kitaplar

sünnete tabi olmak

EHL-İ SÜNNET KİMDİR?

Ehl-i Sünnet demek, Kur'an ve sünnetin öğrettiği şekilde inanan ve yaşayan Müslümanlar demektir. Ebedi kurtuluşa vesile olacak iman ve Allahu Teala'yı tanımak, ancak Ehl-i Sünnet itikadına sahip olmakla mümkündür. Sünnete uymak için Peygamberimiz (sav)’in Kuran uygulamalarını ve Ashab-ı Kiram'ı tanımak ve takip etmek gerekir. Çünkü bizimle sünnet arasında onlar köprü vazifesi görmektedir. İman ve İslam konusunda Ashabın yerini ve gereğini Allah Resulü (s.a.v) Efendimiz şöyle belirtmiştir:

"Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak; birisi hariç diğer hepsi Cehennem'de olacak" Oradakiler, hayretle: "O kurtulacak grup hangisidir Ya Rasulallah" diye sordular, Efendimiz (s.a.v): "Benim ve Ashabımın yolunda olanlar." buyurdu. (Tirmizi, iman; 18.)

Bu kurtulan fırkaya "Fırka-i Naciye" denir. Bu fırkanın bir diğer ismi de "Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat" fırkasıdır.

İtikad ve amelde bütün hak mezheplerin buluştuğu nokta Kur'an ve sünnetin çizdiği noktadır. Bu mezheplerin bütün çabaları Allahu Teala'nın ve Resulünün (s.a.v) muradını anlamak, anlatmak ve yaşamaktır.

Âlimin farz ve haram deme yetkisi

Ebu Hanife, imam arkasında Fatiha okumak tahrimen mekruh derken, İmam Şafii farz diyor. Peygamberin bile, haram etme, farz kılma yetkisi yokken, farz Allah’ın emri iken nasıl olur da bu âlimler, farzdır, haramdır diyebiliyorlar?

CEVAP

Ehli sünnet alimlerine uymak gerekir

Âlim, hakkı bâtıldan ayıran ve bildikleri ile amel eden zattır. Ehl-i sünnet âlimleri Peygamber efendimizin varisleridir. Bunlara uyanlar kurtulur. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Bu misalleri ancak âlim olan kimseler anlar.) [Ankebut 43]
(Eğer bilmiyorsanız, zikir ehlinden [âlimlerden] suâl ediniz) [Nahl 43]
(Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?) [Zümer 9]
(Allah’tan en çok korkan ancak âlimlerdir.) [Fatır 28]
Hadis-i şeriflerde ise buyuruldu ki:
(Âlimlere tâbi olun.) [Deylemî]
(Âlimler, birer rehber ve kılavuzdur.) [İ. Neccar]
(Âlimler olmasaydı, insanlar helak olurdu.) [İ. Maverdî]
(Bilmediklerinizi salih âlimlerden sorup öğrenin.) [Taberânî]

Dinimiz nakil dinidir

Bahâeddin Buhâri hazretlerine bu dereceye nasıl kavuştun diye sordular, (Resulullah efendimize tâbi olmakla...) buyurdu. Alaaddini Attar hazretleri de buyurdu ki:
(Hocam Bahâeddîn-i Buhârînin bana tek nasihatı vardı: “Alaaddin beni taklit et” buyurmuştu. Bunu yaptım. Onu taklit ettiğim her hususta onun aslına kavuştum.)
Ebü’l-Abbâs-ı Mürsî hazretleri sohbetlerinde hep; “Hocam Ebül-Hasan-ı Şâzilî buyurdu ki, Hocam şöyle anlattı” şeklinde söze başlar, hep hocasından nakiller yapardı. Bir gün biri; “Hep hocanızdan nakil yapıyorsunuz. Hiç kendinizden bir şey söylemiyorsunuz” demesi üzerine buyurdu ki:

Hadisi şerifler delil değil midir?

Kur’an-ı kerimin birçok yerinde Resulüme uyun buyuruluyor. Eğer Kur’anı herkes anlasaydı, (Resule uymaya lüzum yok, herkes Kur’andan anladığına uysun) denirdi. Aksine Kur’anın açıklanması istenerek buyuruluyor ki: (İhtilafa düşülen şeyleri açıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl 64]

Kur’an-ı kerimde, sadece (Allaha uyun) denmiyor. Resulüne de uyulması emrediliyor. (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Demek ki Resulullaha uymak Allaha uymaktan ayrı değildir.)

(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71]

(Resulüm de ki, “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!”) [Al-i İmran 31]

(O, kendisine vahyedilenden başkasını söylemez.) [Necm 4]

Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi?

Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi, yoksa Resulullah efendimizin açıklaması şart mıdır?

CEVAP: Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır. Çünkü muhatabı Odur. Kur’an Ona gelmiştir. Ondan başkası tam anlayamaz. Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki: (İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik.) [Nahl 44]