Zehirli | Konular | Kitaplar

dinden çıkmak

Din Konusunda Çatlak Sesler

TÜRKİYE’de dinî ve fıkhî bakımdan iki sünnî mezheb hâkimdir. Hanefîlik ve Şafiîlik. Camilerimizde namazlar çoğunlukla Hanefî mezhebine göre kılınır. Şafiî vatandaşlarımızın çoğunlukta olduğu yerlerde Şafiî mezhebine göre. Şiî-Caferî vatandaşlarımızın ayrı camileri vardır. Onlar Sünnîlerin imamlarının ardında namaz kılmazlar, Sünnîler de onların imamları ardında kılmaz.

Son yıllarda Diyanet’e bağlı camilerde bazen Hanefî ve Şafiî fıkhına aykırı lâflar edilmektedir.

Aklı başında vaiz efendileri tenzih ederim. Sayıları az da olsa birtakım reformcuların, mezhepsizlerin cami kürsülerini kullanarak fıkha aykırı konuşmalar yapmaları, hükümler vermeleri son derece yersizdir.

BÜYÜK GÜNAH İŞLEYEN DİNDEN ÇIKMAZ

Allah'a karşı büyük günah işleyen kimse, kâfir olmaz. Kul, işlediği günahla Allah itaatten çıkmış, isyan etmiştir. Ancak, imandan çıkmamıştır. Zira iman, ikrar ve tasdikten ibarettir. İkrar ve tasdik ise bakidir. Dolayısıyla iman devam eder. Ancak işlenen günah, küfrü gerektiriyorsa, o taktirde iman yok olabilir. Çünkü küfür imanı yok edicidir.

Günahkâr kullar eğer iman ile gitmişlerse, cehennemde günahları kadar yanacaklar; sonra da imanları sebebiyle cennete gireceklerdir.

O bakımdan bazı haramları işleyen din kardeşlerimizi hor görmemeli, onlara dinden çıkmış gözüyle bakmamalıyız. Bir din kardeşi olarak onların da o günah bataklığından kurtulmaları için yardım etmeliyiz.

TEKFİR

Tekfir, müslüman olduğu bilinen bir kişiyi, inkar özelliği taşıyan inanç, söz veya davranışından ötürü kafir saymak demektir. İrtidad ise müslümanın dinden çıkması anlamına gelir. Dinden çıkana mürted denilir. Bu itibarla tekfir bir şahsın başkaları tarafından küfrüne hükmedilmesi, irtidad ise kişinin kendi irade ve ifadesiyle İslam'dan ayrılması ve hukuk düzeni tarafından da mürted sayılması demektir.

FETHULLAH GÜLEN «SEN DE Mİ BRÜTÜS?»

Hemen her hocanın her müftünün mezhebsiz olabileceği akıldan geçebilirdi de, sizin gibi Risale-i Nur okumuş bir kimsenin Vehhâbileri övmesi aklımızın kenarından geçmezdi. Risale-i Nur okuyup inanan ve onunla amel eden kimsenin mezhebsiz veya Vehhâbi meşrebli olmasma imkan var mıdır? Risale-i Nur'da Vehhâbilik aleyhine ve ictihad edecek müctehid taslakları aleyhine yazılar vardır. Nurcu denilen kimselerin Vehhâbileri övmesi mezhebleri inkar etmesi veya muctehidlik taslaması düşünülebilir mi? Risale-i Nurları istismar edenler hariç, hiç kimsenin yukarıda zikredilen vasıflarda olabileceğini tahmin etmek mümkün müdür?

Bu, İslâm inancını silmek gayreti değil mi

Peygamberimiz (sav) bir gün:

“Güzel ahlâkın da, kötü ahlâkın da 360 umdesi vardır” buyurduktan sonra, ashaba soruyor:

“Bir kimse 360 güzel ahlâkı bilse mi daha iyi, yoksa 360 kötü ahlâkı bilse mi daha iyi?” Ashabın birçoğu, “Güzel ahlâkı bilmek daha iyidir. İnsan güzel ahlâkı bilmeli ki onları yapsın” diyor. Sadece Hz. Ebubekir (ra) Efendimiz: “Ya Resulallah, güzel ahlâkı bilmek iyidir, ama kötü ahlâkı bilmek daha iyidir. Çünkü insan kötülüğü bilmezse o kötülükten uzak duramaz” diyor. Sevgili Peygamberimiz, Hz. Ebubekir’in cevabının doğru olduğunu haber veriyorlar.