Cennet yeryüzünde miydi?

" Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin beraberce cennete yerleşin..."
(Bakara Suresi 35)

Cennet yeryüzünde şeklinde zannedenler olmuşlardır. "Filistin'de yahut Fâris ile Kirmân arasında bir cennet idi. İnişi de oradan Hindistan'a nakliydi." denilmiştir. Bu şöyle bir anlayışla söylenmiştir:

-Çünkü Âdem'in yaratılışı yeryüzünde olduğunda ittifak vardır.
-Kıssada semaya yükselmesi zikredilmemiştir. Olsa idi öncelikle hatırlatılırdı.
-Bir de ebedi cennet olsaydı, çıkılmaz ve şeytan oraya giremezdi.

Ancak bu tahmin, göründüğü kadar makul ve tabii değildir. Âdem'in yeryüzüne inişi, yeryüzünde ortaya çıkması, akıl ve nakle daha uygundur.

-Ebedi cennet de devamlı oturmak için girmekle, misafir olarak girmek arasında da fark vardır.
-"Cennet", ahirette müminlerin varacağı sevap evidir ki, şimdi mevcut, fakat dünyada görüşten gizlenmiştir. Ve "Cennet" denilince Kur'ân dilinde bilinen budur.
-Âdem'in cennette oturması hali, ahiret âleminin meydana gelişine benzer bir ilk oluştur. Ve bu durum bize göre bir makul âlemdir.
-Yeryüzü ile onun arasında mekanla ilgili bir uzaklık tasavvuruna da lüzum yoktur. O da aynı feza içindedir.

Bunda akla yaklaştırmak için söylenebilecek olan söz: Âdem'in ruhunun bütün kemal kuvvetlerini haiz olarak, maddeye, önceki unsurlara ilk ilgisi, diğer deyişle beşerin aslı olan ilk Âdem'le ilgili hücreciğin esîrî bir şekilde oluşumu ve ondan eşinin ayrılmasıdır. Muhyiddin-i Arabî'nin bir deyişine göre, ruhun tabiata ilk verilişidir.

______________

Kaynak: Elmalı Tefsiri Bakara Suresi 35.ayet